
Müzik eğitimi, çocuklar ve yetişkinler için eşsiz bir estetik anlayışı ve ruh zenginliği sağlar. Müzik öğrenimi genel olarak beynin iki lobunu birden çalıştırdığından içinde hem sanatı, hem de matematiği içermektedir. Çalgılarla çalışma kasların gelişimini ve psikolojik gelişimi olumlu etkiler. Enerjiyi pozitif yönde kullanmayı ve yaratıcılığı teşvik ettiğinden çok önemli bir eğitim alanıdır. Müzik eğitimi kişisel doyum sağlamanın yanısıra empati duygusunu geliştirir. Bu yüzden duygusal ve sosyal gelişimde büyük rol oynar.
Müziksel becerilerin yanı sıra algı, dikkat, bellek, hayalgücü, özgüven gibi zihinsel beceriler gelişir. Müzik, insanların doğuştan sahip olduğu yaratma dürtüsünü doyurur. Araştırmalar, sanat öğrenen çocukların akademik testlerde de daha başarılı olduklarını göstermiştir. Çünkü enstrüman öğretimi disiplini ve konsantrasyonu geliştirir.
Müzik eğitiminin en önemli unsurlarından biri yaparak ve yaşayarak öğrenmektir. Bunda deneme-yanılmanın etkisi büyüktür. 'Yanlış' veya 'yasak' yoktur; kişi hatalar yaparak doğruya ulaşır. Bu süreçte yaratıcı potansiyel ve özgüven artar. Dolayısıyla müzik öğrenenler sonuç odaklı değil, süreç odaklı olmayı benimserler. Eleştirel bakış açısına sahip, sorunları çözmede başarılı, toplum içinde kendine yer edinen, üretken, topluma yararlı bireyler yetiştirilebilmesi için müzik eğitimi önemlidir.
Müzik eğitimi yoluyla bireyin davranışında oluşan pozitif değişmeler toplumu, toplumdaki değişmeler de bireyi etkiler. Öğrenci, nasıl düşüneceğini planlayıp, gözlemleyip, değerlendirerek, sorgulayıcı ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirir. Bir müzik aletini çalabilmek ve o alet üzerinde duygularımızı ifade edebilmek için ruhsal ve bedensel yeteneğin gelişmesi gerekir. Zeka ve kültür ne kadar gelişirse, ruhsal yetenek de o derece genişlemiş ve incelmiş olur.
